Kablosuz (Mobil) Haberleşmeye Giriş-Jenerasyonlar

Kablosuz (Mobil) Haberleşmeye Giriş-Jenerasyonlar

Bu yazıda kablosuz haberleşmede duyabileceğiniz bazı şeyleri sizler için özetleyeceğim İngilizce olarak anlatmak istiyordum ancak konuyla ilgili oldukça fazla İngilizce kaynak olması ve Türkçe kaynak sayısının az olması nedeniyle Türkçe olarak devam etme kararı aldım. :) Yazı boyunca Türkçe anlatım yapacağım ancak terimleri İngilizce kullanacağım. Bu sayede hem literatüre hakim olabilecek hem de daha kolay araştırma yapabileceksiniz.

Öncelikle bu işe tarihçeden başlayalım ve jenerasyonları inceleyelim.

İlk jenerasyon olan 1G, kullanıcıları kablo derdinden büyük anlamda kurtardı. Kablosuz telefon kullanma fikri ilk başta çok cazipti ancak iki temel sorunla karşılaşıldı. Bunlardan biri sinyal iletiminin analog formatta olmasıydı. Analog formatta iletim yapıldığı zaman çevredeki etkilerden çok kolay etkilenebilen bir iletişim ortaya çıkıyordu ve sinyalde bozulmaların kalite düşüşlerinin yanı sıra bir de bu olayın güvenlik boyutu vardı ki, iletişimin dışarıdan dinlenilmesi ve zarar verilmesi de çok kolaydı. Öte yandan, 1G teknolojisinde FDMA (Frequency Division Multiple Access) adı verilen teknik kullanılıyordu. Aslında az kullanıcı olduğu bir alanda verimli bir yöntemdi ancak kullanıcı sayısı günden güne artış gösterince yetersiz kaldı. (Tüm tekniklerden ilerleyen yazılarımda detaylıca bahsetmeyi düşünüyorum.)

İkinci jenerasyonumuz olan 2G’de bir önceki teknikteki eksikler kapatıldı ve yerini daha güncel bir teknik olan TDMA (Time Division Multiple Access) aldı. Bu jenerasyonda dijitalin ilk adımları atıldı ve TDMA ile beraber CDMA (Code Division Multiple Access) tekniği de kullanıldı; SMS ve internet hizmetleri sunuldu. İkinci jenerasyon neredeyse tamamen ses aktarımı üzerinde çalışılmış bir teknolojiydi. Veri aktarımı çok da önemsenmemişti, bu nedenle 2G’den 3G’ye geçişte ara basamaklar oluşturulmak zorunda kalınmıştı. 2.5G ve 2.75G gibi teknolojiler üzerinde çalışıldı. 2.5G olarak tanıtılan sistem aslında GPRS (General Packet Radio Service) sistemiydi ve 3G’ye geçişte ilk basamak olarak nitelendirebileceğimiz düzeyde veri aktarımını geliştirmişti. Ardından şu anda telekomünikasyonda dünya devlerinden biri olan AT&T (o zamanki adıyla Cingular) GPRS teknolojisini 8PSK modulation adı verilen teknik ile genişletmiş ve EDGE (Enhanced Data rates for GSM Evolution) teknolojisini ortaya çıkarmıştı.

Üçüncü jenerasyona şu anda yazıyı okuyan herkes mutlaka tanık olduğunu düşünüyorum. 2009 senesinde Türkiye’ye gelen 3G, daha hızlı veri iletişimini ve güvenliği arttırmayı hedeflemiştir. WCDMA (Wideband Code Division Multiple Access) tekniği kullanılarak bandwidth arttırılmıştır. Bu jenerasyonda GPS, Video aktarımı, görüntülü arama gibi özellikler eklenmiştir.

Dördüncü jenerasyonumuz olan 4G, bağlantı hızını arttırmaya yönelmiştir ve başarmıştır. Diğer nesillerdeki eksikleri kapatılıp güvenlik ve yüksek hız çözümü olarak ortaya çıkan 4G, OFDMA (Orthogonal Frequency Division Multiple Access) teknolojisini kullanmış bunun yanı sıra MIMO adı verilen Multiple Input Multiple Output tekniğinden yararlanmıştır. Adından da anlaşılacağı üzere MIMO, BTS adı verilen günlük hayatta baz istasyonu olarak adlandırdığımız yapılarda ve mobil telefonlarımızın içerisinde (multiple transmitter reciever antennas) çoklu antenler kullanarak aynı anda daha fazla haberleşme imkanı sunmuştur. 4G teknolojisinde çok fazla iyileştirme olduğu için bu kısmı uzun tutup sizleri sıkmak istemem. Detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz bana ulaşırsanız ilerleyen yazılarımda değinebilirim.

5G teknolojisi yeni nesil teknoloji olarak adlandırılan jenerasyondur. Baştan sona yüksek veri iletim hızını ve otonom cihazlarla iletişimi amaçlamaktadır. IOT’nin bu kadar popüler olduğu günümüz dünyasında 4G hızları yetersiz kalmış ve buna bir çözüm olarak ortaya çıkmıştır.

Yazılarımıza jenerasyonları tanımakla başladık. Bir sonraki yazıda sizlere baştan sona mobil haberleşme nasıl olur, hangi prensipleri kullanır hakkında bilgiler vereceğim.

Related Posts

Mobil cihazlar ile arama nasıl gerçekleşir?

Mobil cihazlar ile arama nasıl gerçekleşir?

Ailenizi veya bir arkadaşınızı, ararken bu işlem nasıl oluyor diye mutlaka merak etmişsinizdir. Bu yazıda sizlere basitçe nasıl arama yaptığınızı anlatacağım.Öncelikle birini aradığınızda analog ol

read more
Hücresel Haberleşmede Temel Kavramlar

Hücresel Haberleşmede Temel Kavramlar

Konuyla ilgili kavramları öğrenmeden konuyu öğrenebilmek ne yazık ki mümkün olmuyor. Öğrenildiği sanılsa bile unutulup gidebiliyor bu yüzden bu yazıda yine çok fazla formüle ve hesaplamaya girmeden

read more
Multiplexing ve Multiple Access

Multiplexing ve Multiple Access

Bir önceki yazıdan buraya geldiyseniz, orda bahsettiğim çok fazla terim vardı. Konuya hakim değilseniz anlaması pek kolay olmayan terimlerdi, ancak o yazıyı sadece konuya giriş için yazıldı. TDMA, FD

read more